- tur yapmak
- v. tour, make a tour, lap
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
bölme — is. 1) Bölmek işi, ayırma, parçalama, taksim 2) Salon, oda, sofa vb. büyük bir yerden ayrılmış daha küçük yer Gözlerimi tabağıma eğmiş bir vaziyetteyim ama telefon bölmesini âdeta bakmadan görüyorum. R. H. Karay 3) Büyük bir yeri, alanı küçük oda … Çağatay Osmanlı Sözlük
boya fırçası — is. Boya sürmek veya resim yapmak için kullanılan değişik tür ve ölçülerde fırça … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hava — is., Ar. hevā 1) Hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı 2) Meteoroloji ile ilgili olayların bütünü Hava biraz bozukçaydı, dışarıda serin bir yağmur çiseliyordu. M. Ş. Esendal 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sergikarası — is., bit. b. Gaziantep çevresinde genellikle şarap yapmak için üretilen, sofralık olarak da tüketilen, orta kalın kabuklu, siyah renkli, iri taneli bir tür üzüm … Çağatay Osmanlı Sözlük
soğuk — sf., ğu 1) Isısı düşük olan, sıcak karşıtı Bu el soğuktu ve titriyordu. P. Safa 2) Üşütecek derecede ısısı olan Güneşli, soğuk bir gündü. S. F. Abasıyanık 3) is. Isının üşütecek kadar az veya düşük olması durumu Karın soğuğu başka bir tür… … Çağatay Osmanlı Sözlük
şırınga — is., İt. siringa 1) Havayı, sıvıları emmeye veya itmeye yarayan alet 2) tıp Kas veya damar yoluyla vücuda sıvı bir ilacı basınçla vermek için kullanılan bir tür pompa, iğne, enjektör Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller şırınga etmek şırınga yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tuvalet masası — is. Kadınların süslenmek, taranmak, makyaj yapmak amacıyla kullandıkları aynalı bir tür masa … Çağatay Osmanlı Sözlük